12 Eylül 2013 Perşembe

Levye ile dayak yemek


İnsan hayatı ile meşgul olmak ve sağlık hizmeti sunmak ülkemizde günden güne zorlaşıyor. İnsanımızda son zamanlarda , bizlerin de sıklıkla gözlemlediği, sabırsızlık ve "hemen işim halledilsin" anlayışı dikkat çekicidir. Bugün Van'da ambulans nöbetinde olan arkadaşlarımız insan bile demeye dilimizin varmadığı varlıklar tarafından dövüldüler. 

Kamu hastaneler birliğinin en son uygulaması olan 90 gün çalışması kapsamında hastalarımıza günaydın, iyi günler, hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabiliriz gibi hitapları bizlere ezberletmeye çalışıyorlar. (Sanki bizler dağda büyümüş , hiç eğitim almamış insanlarız) Hastalıklara göre bile tuvaletler ayrılırken personel tuvaletleri hastane enfeksiyonunu hiç duymamış zihniyetler tarafından kapatılıyor.  24 saat çalışan sağlık personelinin bir bardak çay içmesi, arkadaşına bir fıkra anlatması hatta tuvalete bile gitmesi eleştiri konusu hatta dayak konusu yapılabiliyor.

Size acil serviste çalışmış bir hekim olarak birkaç örnek vermek isterim.

1. Yürümeye çalışırken düşmüş bir bebeğe direkt grafi hatta tomografi çektirmek isteyen anne babaya çocuğunun vücudunda bir hassasiyet olmadığını , bu yaşta radyasyon almasının sakıncalı olduğunu izah ettim. Babası "işlerine gelmiyor, gel özelde çektiririz. Döveceksin ki adam olacaklar" dedi.

2. Kurban bayramında personelim dahil hiçbirimiz kahvaltı, öğlen yemeği yememiştik. Hastaların durumu acil değildi. Yemekhane personeli halimize acımış yemeğimizi hemşire odasına göndermişti. Bekleyen hastalardan 5 dakika ( abartmıyorum sadece 5 dakika) rica ettik "Keyif yapacaklar, biz ölsek umurunuzda değil. Şu doktor dövenler gibi mi yapalım bizde?" dediler.

3. Acilin ortasında bir hastaya kalp masajı yapılıyor. Dışarıda ilaç yazdırmak isteyen birisi kapıyı açıyor "Bizde beklerken öleceğiz. Adam zaten ölmüş hadi bize bakın" diyor.

Toplum olarak bizler nasıl bir ahlak anlayışındayız? Bu örnekleri abartılı bulan birçok kişi olacaktır. Toplum olarak derin bir ahlaki çözülme süreci içerisindeyiz. Bizleri yönettiğini , haklarımızı savunduklarını söyleyen yöneticilerimiz ise acil serviste bir hastaya dahi hoş geldiniz demezseniz kulağınızı çekeriz diyorlar. Ne kadar kalabalık ne kadar acil vaka olursa olsun "Hoş geldiniz" diyeceksiniz. Kuru yemişçi bile her müşterisine " hoş geldiniz" diyor diye bize akıl verip insanlık öğretmeye çalışanlar söz konusu hastanın tedavisi olduğu zaman "çok ilaç kullanıyorsunuz, hastane kar edemiyor" diyor. Cingöz esnaf rolünü oynayan sağlık yöneticileri göstermelik bir vicdan ile hastaların yüzüne gülmemizi , ama onlardan maksimum karı elde etmemizi istiyorlar.

Bizler sağlık çalışanları olarak hastalarımızın sadece ve sadece iyiliğini istiyoruz. Bizlerde daha iyi imkanlarla  hizmet sunmak istiyoruz. Ancak günümüzde yüzünüze gülüp sizden kar etmeye çalışan bizler varız artık. Bunu lütfen iyi anlayınız. Sizler için yaptığımız her işlem bizler için kar oluyor. Size ne kadar az ilaç harcar ve sizi ne kadar kolay ikna edersek, dikkat edin tedavi edersek demiyorum, o kadar kar ediyoruz. 

Sizler "Ambulans ile gönderin hastamı" dediğinizde biz "bu hastayı neden sevk ettiniz?" diye bize fırça çeken il yöneticilerini gözümüzün önüne getiriyoruz. 

Biz sağlık çalışanları olarak , toplumun ve sistemin bu ahlaki çöküntüsü içinde daha çok halk ile karşı karşıya geliriz. Vahim olayda yaralanan arkadaşlarıma Allah tan şifa diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

PARA(L)EL OYUNLAR BUNLAR: BALIKESİR ESKİ VALİSİ AHMET TURHAN, İL ESKİ SAĞLIK MÜDÜRÜ DR. MUSTAFA ALP AKOĞLAN ve 50 bin PREZERVATİFİN ÖYKÜSÜDÜR.

24/09/2013 tarihinde adaletine güvenip Balıkesir Valisi Ahmet Turhan'a bir mail yazmıştım. "İlçemiz il merkezine 80 km . Sağlık ku...