18 Mayıs 2014 Pazar

Kömürün karası kalbine değmeye görsün.

Her sürecin tersten işlediği bir memlekette yaşıyoruz. Soma madenlerinde şehit olan kardeşlerimizin hayat hikayelerini full HD televizyonlarımızda günlerdir seyredip kalbimize bulaşan kömür karasını ahlar vahlar çekerek temizlemeye çalışıyoruz.

2012 yılının son günü herkes yılbaşı kutlaması yaparken acil serviste 4 hastamız vardı. İki tanesi alkolün etkisinden geçmiş genç ve iki tanede madende üzerine kaya devrilmiş maden işçisi. Aynı odada yatan bu iki grup insan hala gözümün önündedir. O gece yıllarını yerin altında ekmek parası kazanmak için harcamış olan babam aklıma geldi. Odaköy' de çocuk yaşta başlayan madencilik hayatını Almanya'da madenlerde tamamlamış ve kazasız belasız emekli olmuştu. Aklımızın ermediği zamanlardı ama annem hala babamın her sabah helalleşip işe gittiğini anlatır.

Tarımı ilkel koşullarda yapan, sanayisi olmayan Dursunbey'de köylünün kaderidir maden ocakları. Afrika'da dünyanın en değerli madeni olan altını çıkarıp günde 2 dolar alan insanlar gibi topraklarında 50 çeşit maden çıkan ancak asgari ücretle çalışmak zorunda kalan Dursunbey halkına üzülmemek içten değil. Maden ocağında kaza geçirip hastane aciline gelip "hocam ben evin bahçesinde kaza geçirdim" diyen onlarca işçiyi gördüm. Kalbi kömür karası bağlamış işverenlerinden korkan , sadece ve sadece ekmek parası kazanma derdinde ki bu insanlara ne denilebilir ki. Üzerlerinde gündelik kıyafetler ile çalışan maden işçilerini görmek için çok uzaklara gitmenize hiç gerek yok. Bu konuda tuttuğum bir tutanak yüzünden kalbine kömür karası değmiş bir işverenin tarafıma olan husumeti yüzünden açtığı hakaret davasından henüz beraat etmiş birisi olarak işçilerimizin üzerindeki baskıyı çok iyi anlıyorum. Sadece denetlemelerde giyilen özel kıyafetler, usulüne uydurulan eğitimler, acil yardım aracı yazısı dışında sedyesi bile olmayan kurtarma araçlarına her gün şahit oluyoruz.

Odaköy'de 17 kişinin evine ateş düşmüştü. Ne oldu peki? Yılda bir yapılan hayır yemekleri dışında ne yapıldı bu insanlara? Çocukları şu anda ne yapıyor? İşte bu soruların cevabını araştırırsak Soma şehitlerinin de ailelerine ileride ne olacağının cevabını bulabiliriz.

Toplum olarak iş güvenliği kültürü kavramını artık özümsemeliyiz. Türk tipi iş yapma tabirini artık hayatımızdan çıkarmalıyız. Bankada, hastanede ve diğer tüm kurum kuruluşlarda bir işimiz olduğunda tanıdık arayıp işimizi hemen yaptırma, kılıfına uydurma huyumuz yüzünden bu haldeyiz. Devlet adamlarına, büyük patronlara suç atmadan önce kendi kalbimizdeki kömür karasını temizlemeliyiz. Biz nasıl işlerimizi kılıfına uydurmaya, işimizi hemen halletmeye çalışıyorsak onlardan da kitabına uygun iş yapmalarını beklememeliyiz. Denetimlerin sıklaştırılmasından önce vicdani denetimlerimize öncelik vermeliyiz. Kanunları kılıfına uydurmak yerine uygulamalıyız.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

PARA(L)EL OYUNLAR BUNLAR: BALIKESİR ESKİ VALİSİ AHMET TURHAN, İL ESKİ SAĞLIK MÜDÜRÜ DR. MUSTAFA ALP AKOĞLAN ve 50 bin PREZERVATİFİN ÖYKÜSÜDÜR.

24/09/2013 tarihinde adaletine güvenip Balıkesir Valisi Ahmet Turhan'a bir mail yazmıştım. "İlçemiz il merkezine 80 km . Sağlık ku...