31 Ağustos 2013 Cumartesi

Engelli Tespit Projesi beğeni topladı

Dursunbey İlçe Sağlık Müdürlüğünün 2013 yılı Haziran ayı içinde başladığı engelli vatandaşların tespit projesini tamamladı.

Dursunbey İlçe sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan ve Türkiye'de örnek olacak engelli tanımlama sistemi projesi beğeni topladı. Sistem'de her ayrıntı tüm detaylarına kadar düşünülürken engelli vatandaşların tespiti bu sayede daha kolay hale geldi.

Dursunbey Kaymakamlığı ile ortaklaşa yürütülen proje kapsamında Dursunbey genelinde 435 vatandaşa ulaşarak demografik ,sağlık , iletişim bilgilerini elektronik ortamda kayıt altına alındı. Kurum bünyesinde programlanan  Engelli Bilgi Sistemi sayesinde internet üzerinden erişilebilen EBS sistemini ilgili kamu kurumlarının hizmetine açıldı. Bu sayede ileriki zamanlarda sisteme dahil olacak vatandaşlar da bilgilerinin sisteme eklenmesi sağlanmış olacak.

30 Ağustos 2013 Cuma

Plasebo etkisi ve sihir

Eric Mead aslında bir ilizyonist. TED konferanslarında bu ay en çok izlenen videonun sahibi olan Mead , bizlere plasebo etkisinden bahsediyor. Mavi renkteki hapların, beyazlara göre, kırmızı renklillerin de mavilere göre daha çok iyileştirme gücü olduğunu söylüyor. Tüm hekimlerin hastalarından binlerce kez duyduğu "doktor bey - hanım bana iğne yazsanız" sözünü ise plasebonun zirvesi olarak nitelendiriliyor. Zevkle izleyeceğiniz bir video.

29 Ağustos 2013 Perşembe

Hizmet götürmenin etyolojisi

Biz insan hayatına değer vermeye çalıştık. Dinamik bir ekiple her işi başarırız diye düşündük. Tıp biliminde hastalıkların etyolojisinde birçok madde sayılır ve en son madde olarak da "diğer nedenler" eklenir. Biz "diğer nedenler" hariç her şeyi hesap ettik. Hizmet götürmenin etyolojisinde "diğer" seçeneğinde "siyaset" , "menfaat" , "adam kayırma"  dahada yaşayarak öğreneceğimiz birçok etken var. Zaman bize hepsini yavaş yavaş öğretecek.




Sende mi Hipokrat?

Hipokrat bile çıldırdı Hacettepe'nin arkasına kafe açmış. Yıllar önce anestezi asistanı bir abi "oğlum vazgeçin daha yolun çok başındasınız , limon satın siz" demişti. Hipokrat bile ticarete atılmış. Etik mi? O ne?


Buralarda bizim tanıdığımız herkes ölmüş(!)

Ankara aslında umut şehridir. İş bitirme, işe girme, makama atama hep buradan yapılır. Başı sıkışanın yolunu tuttuğu bu şehirde önce tanıdıklara telefonlar açılır, randevular alınır. "Hallederiz sayın abim" lafının en çok söylendiği şehir Ankara dır. Bizde bu umutlarla geldik, kapı kapı gezip derdimizi anlatmaya çalıştık. Ancak bizim derdimizi dinleyecek, memleket sevdamıza sahip çıkacakların hepsi bu dünyadan göçmüş. Sadece dua ediyor, mekanları cennet olsun diyoruz.




28 Ağustos 2013 Çarşamba

Ankara izlenimleri 2.gün

Kötülüğe karşı geliniz.Elinizle. Elinizin uzanamadığı yere dilinizle.Dilinizle olmadı kalbinizle buğz ediniz Hz.Muhammed (Sav)

Biz şuanda elimizle buğz ediyoruz. Dilimiz ve kalbimize henüz sıra gelmedi. Yıllardır insan yerine konmamış Dursunbey'e hizmet etmemize izin vermeyenlere soruyorum.
* Yolsuzluk mu yaptık?
* Devletin parasını mı hiç ettik?
* Adammı kayırdık?

Biz sadece işinizi yapmadığınız için size dilimizle buğz ettik. Yanlışları söyledik. Neden böyle diye sorduk. Siz bunu makamınıza, otoritenize yediremediniz. Biz hakkımızı aramaya size buğz etmeye devam edeceğiz. Durum onu gösteriyor ki sayın bakanımız sesimizi duymadan ben Sağlık Bakanlığı'nın önünden ayrılmayacağım. Aileme , eşime ve dostlarıma içinde bulunduğum bu durumun yaptığım bir yolsuzluk ve usulsüzlükten olmadığını kanıtlamak için açlık grevine kadar her yolu deneyeceğim. Saygılarımla

27 Ağustos 2013 Salı

Ankara İzlenimleri 1.Gün


Rahmetli Kemal SUNAL'ın son filminde trende bir kompartman insan "Ankara Ankara güzel Ankara , Seni Görmek İster Her Bahtı Kara" nakaratını tekrar ediyordu. Dün Ankara yolunda iken önce bu şehirde geçen 2 yıl öğrencilik hayatım, anılarım ve sonrada o nakaratı söyleyen insanların sahnesi gözümün önüne geldi. Soğuğu keskin, yazları kavurucu olan bu orta Anadolu şehri başkent olmanın ağırlığından mıdır bilinmez hep "gri şehir" olarak dillendirilmiş. Geçen 10 yıla rağmen insanı yutacakmış gibi yükselmiş alışveriş merkezleri hariç herşey aynı ve yerli yerinde duruyor.

Ankaray yine kalabalık, Kızılay meydanı yine hareketli. Kızılay'ın eski günleri gitmiş büyük alışveriş merkezleri yükselmiş. Termosta çay satan çaycıların nesli tükenmiş, her köşe başına Starbucks kahvehaneleri açılmış. Ongunlar sokağın kitapçıları artık LYS, DGS, ALES, KPSS kitap satıcısı haline gelmiş. Karanfil sokakta kaldırımlara oturup ülke siyasetini tartışan gençler yerine iphone' u ile uygulama yükleme yarışında bir gençlik yerini almış. Ongular sokağının sonundaki madenci heykeline sprey boyalar ile neler yazılmış neler. 

TBMM'ne Dikmen kapısından yapılan ziyaretçi girişleri elektronik kartlı geçiş şekline çevrilmiş. Öğrencilik yıllarımız bu bölgede geçmiş olmasına rağmen ilk kez ziyaret etme fırsatı bulduğum Millet Meclisimiz devasa bir yapı. Yüksek mermer sütunlar karşısında aslında vatandaş olarak ne kadar aciz olduğumuz kanısına varıyorsunuz önce. Meclis toplantı salonu girişinde o kadar aciz olmadığınızı "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazısı size hatırlatıyor. Milletvekillerinin olduğu bölümler tatil nedeniyle çokta yoğun değil, ancak hala çalışan vekillerimizde mevcut.

25 Ağustos 2013 Pazar

Karanfili anlayabilmek.

Geçen ay balkonumdaki karanfilimin yaşamını tamamlamak üzere olduğu kanaatine vararak onu yerinden kaldırıp arka terasa aldım. Amacım boş bir zamanda toprağından ayırıp başka bir bitki ekmekti. Günler geçti vakit bulamadım. Aynı terası kullandığım komşu teyze birkaç kez sulamış karanfili. Bugün terasa çıktığımda kırmızı kırmızı açmış karanfilleri görünce hayretler içinde kaldım.

Hayat vermek ve hayatı almak yüce Allah (CC) elinde hiç şüphesiz ki. Bizlerin umut kestiği canlardan ne güzellikler ne uzun ömürler ortaya çıkarıyor. Biz ibret almasını bilmeli, şükretmeliyiz. İnsan hayatı ve sağlığı ile uğraşmakta komşu teyzenin kuruyan karanfile verdiği bir bardak su gibidir. Bir çiçeğe bakmak , Allah'ın ona verdiği ömrü süresince ihtiyaçlarını karşılamak ile hasta bir insana tedavi sunmak, ağrılarını hafifletmek aslında aynı şey.

Bir hastanın şifa bulmasına aracılık etmemiş , bu güzel hazzı yaşamamış insanların nasıl bir duygudan bahsettiğimizi anlaması imkansız. CPR yaparken sinus ritmine dönen hastanın doktoruna verdiği haz yaşanmadan anlaşılamaz. Bence biz sağlık çalışanları , bu zor mesleği bu hazzı tatmak için yapıyoruz. Bu nedenle bizim camiamızda bu hazzı tatmamış, bu işin ciddiyetini bilmeyen insanlara makam ve mevki verilmesini istemiyoruz.

Biz Fatih'in torunuyuz, vasiyetine sahip çıkıyoruz.

Görevimiz olmamasına rağmen biz neden ev ev, köy köy gezdik? Neden sağlık hizmetini her yere eşit ulaştırmaya çalıştık? Neden evde sağlık hizmetleri aracının değişmesi gereken lastikleri , egzozu için dilendik? Tarihini , atasını tanımayanların bize sorduğu bu soruya cevap olur belki. Yazılı evrak soranlara: Dedemiz Fatih tebliğ etti , biz tebellüğ ettik.

Evde sağlık hizmetleri bu çağda ortaya çıkmış bir uygulama mı acaba? Evde sağlık hizmetleri ünvanını "abd-i aciz" (aciz kul) olarak belirlemiş Fatih Sultan Mehmet Han'ın vicdani ve insani uygulamasıdır. Fatih'in vasiyetinden sadeleştirilmiş bölümü buyrun okuyun.

"... 10 cerrah ,10 tabip ve 3de yara  sarıcının tayin edilerek,ayın belli günlerinde  İstanbul’u baştan aşağı  tarayarak ( bilaistisna her kapuyu vuralar ) o evde  hasta olup olmadığını sorup varsa tedavileri  ve  şifaya kavuşmaları için  gereken yapılacak. Burada dikkat çeken nokta Fatih Sultan Mehmet’in bu hizmetlerin verilmesi sırasında herhangi bir ayrım gözetilmeden yapılmasını istemesi. Yani bu hizmetlerden Müslüman Hristiyan bütün herkesin yararlanması... "

Ben ki, İstanbul Fâtihi abd-i âciz (âciz kul) Fatih Sultan Mehmed, bizâtihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde kâin (bulunan) ve mâlumu’l-hudut olan 136 bap (parça) dükkanımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde (doğrultusunda) vakfı sahih eylerim:
Bu gayri menkulâtımdan (taşınmaz mal) elde olunacak nemalarla (gelirlerle) İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tâyin eyledim. Bunlar ki, ellerindeki bir kap içinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde, günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Sokaklara tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökeler ki, yevmiye 20’şer akçe alsınlar, ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 yara sarıcı tâyin ve nasp eyledim (görevlendirdim). Bunlar ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bilâistisnâ (istisnasız) her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar, var ise şifâsı ya da mümkünse şifâyap olalar (şifa vereler).

23 Ağustos 2013 Cuma

Biz kime yanlış yaptık?

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! 
Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! 

52 yıl önce büyük üstat bizim durumumuzu özetlemiş. Bizim bir ilçemiz var denize yakında sayılmaz uzakta, insanları kaba konuşur ama gönülleri yumuşaktır, saftır. Bizim ilçemize bütün hizmetler gelirmiş gibi yapar ama gelmez. Yıllar önce Sivas'ın bir ilçesinde görev yapan öğretmen arkadaşım "gelirken elindeki bütün eski gazeteleri getir" demişti. Gazetenin gelmediği bir ilçe olduğunu öğrendiğimde anladım durumlarını. Bizim ilçemiz o kadar kötü durumda değil ama coğrafi konumuna bakılınca da bu kadar başı boşluğu hak etmiyor. Çoğu ilçe için rutin hizmet olan doğalgaz, yüzme havuzu, iş sahaları bizim ilçemiz için yenilik olarak görülüyor.

8 Ağustos 2013 Perşembe

Çocuklar açlığa dayanamaz

Bayramınız kutlu olsun



Tüm sağlık çalışanlarının ve vatandaşlarımızın Ramazan Bayramını tebrik eder sağlık dolu günler dilerim. Ramazan bayramı süresince vefakar sağlık camiası acil servislerde , 112 istasyonlarında görevleri başında olacaktır. Bayramınızın siz ve yakınlarınız için şeker tadında bir bayram olması temenni ederim.

4 Ağustos 2013 Pazar

Bizim felsefemiz bu olmalı

Hastaya dokunmanın önemi bu kadar güzel anlatılabilir.  Abraham Vergese'nin TED'de yayınlanan "  Doktorun Dokunuşu" başlıklı konuşma mutlaka seyredilmeli. Hatta tıp fakültelerinde müfredata alınmalı.

  Dil seçeneği videoyu başlattıktan sonra oynat butonunun sağında gözükecektir

PARA(L)EL OYUNLAR BUNLAR: BALIKESİR ESKİ VALİSİ AHMET TURHAN, İL ESKİ SAĞLIK MÜDÜRÜ DR. MUSTAFA ALP AKOĞLAN ve 50 bin PREZERVATİFİN ÖYKÜSÜDÜR.

24/09/2013 tarihinde adaletine güvenip Balıkesir Valisi Ahmet Turhan'a bir mail yazmıştım. "İlçemiz il merkezine 80 km . Sağlık ku...